25 Nisan 2008 Cuma


KAHVALTILIK TOST DİLİMLERİ

Malzemeler
� 9 adet tost ekmeği
� Yarım kangal sucuk
� 2-3 adet büyük sosis veya 4-5 adet küçük sosis
� 2 çorba kaşığı yoğurt
� 3 Adet yumurta
� 200 gr rendelenmiş kaşar peyniri
� 1 tatlı kaşığı sıvıyağ
� 2-3 dal maydanoz
� Tuz,karabiber, kimyon, kırmzı pul biber

Hazırlanışı : Genis bir kaba yumurtalar kirilir ve cirpilir yogurt eklenir (cirpmaya devam edilir). Sıvı yag, baharatlar,tuz,ince dogranmis maydanoz ve rendelenmis kasar eklenir ve karistirilir.

Hazirlamis oldugumuz karisima minik dogranmis sucuk ve sosileride ilave edip karistirilir.Tost ekmeklerinin uzerine surulup yaglanmis tepsiye dizip 180 derecede uzerleri kizarana dek pisirelim.Pisen kahvaltiliklari sicak servis yapalim.


GAZOZLU PASTA
Malzemeler : � 1 şişe meyvalı gazoz
� 5 Adet yumurta
� 2 bardak şeker
� 3 bardak un
� Yarım paket vanilya
� 1 limon kabuğu rendes
iHazırlanışı : Bir kek kalıbını margarinle yağlayın. Üzerine un serpin. Fırını 180 dereceye ayarlayın. Yumurtalar ve şekeri koyu krema kıvamına gelinceye kadar çırpın. Limon kabuğu rendesi, vanilya, elenmiş un ve bir şişe gazozu koyup bir kapta yavaşça karıştırın. Kalıba boşaltıp 35-40 dakika pişirin.

COCUKLAR İÇİN


Malzemeler : � 4 adet kırmızı elma
� 2 su bardağı toz şeker
� 1 su bardağı su

Hazırlanışı :
Öncelikle elmalar yikanir ve kurulanir.Saplari kivirilarak kopartilir.Renkli cubuklar elma saplarinin bulundugu yere batirilir.Toz sekeri ve suyu kuçuk bir tencereye konulur. Orta ateste seker eritilir ve koyulasmasi için 10-15 dk kaynatilir.Koyulasan surub atesten alinir ve uzerinde olusan kabarciklar yokolana kadar bekletilir.

Hazirladigimiz elmalari teker teker suruba batiralim ve fazlasini tencerenin kenarina siyiralim.Butun elmalari ayni islemden gecirelim ve yagli kagit bulunan tepsiye dizelim.Buzdolabina tepsiyle beraber elmalari koyalim ve 10 dk sonra elma sekerlerimiz hazirdir.

Fırında Peynirli Ekmek

Fırında Peynirli Ekmek tarif tarifi Malzemeler
6 Dilim Ekmek
1 Çorba Kaşığı Margarin
1 Su Bardağı Beyaz Peynir
1 Su Bardağı Kıyılmış Maydanoz
1 Adet Yumurta
Kırmızıbiber


Yemeğin Tarifi
6 dilim ekmeği ortadan ikiye kesin. Üzerlerine 1 çorba kaşığı margarini sürün. 1 su bardağı beyaz peyniri, 1 su bardağı kıyılmış maydanoz ve 1 adet yumurtayı karıştırın. Kırmızıbiber ekleyin.
Hazırladığınız karışımı ekmeklerin üzerine sürün. Önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında 10 dakika kızartıp, servis yapın.
hemencecik hazır ..

Bademli Helva (8 Kişilik)

Bademli Helva (8 Kişilik) tarif tarifi Malzemeler
9 Kahve Fincanı İri İrmik
4 Kahve Fincanı Tereyağı veya Margarin
100 gr Beyaz Badem
3 Su Bardağı Tozşeker
4 Su Bardağı Süt
1 Paket Vanilya
Üzerine:
3-4 Çorba Kaşığı Acı Badem ikörü veya Tarçın
2 Çorba Kaşığı Tozşeker


Yemeğin Tarifi
Kalın tabanlı, iyi ısı geçiren derin bir tencerede tereyağını eritip bademleri 2 dakika kadar kavurun. İrmiği ekleyip kısık ateşte devamlı karıştırarak kavurun. Bu işlemi en az 25-30 dakika sürdürün.
Başka bir tencerede şeker, süt ve vanilyayı karıştırıp kaynatın. Karışımı kavrulmuş irmiğe ekleyip karıştırın. Tencerenin kapağını kapatın ve kısık ateşte suyunu tamamen çekinceye kadar pişirin.
Helva pişince üzerine 2 çorba kaşığı şeker serpin. Tencerenin üzerine bez veya emici bir kağıt örterek kapağını kapatıp demlendirin.
Ilınınca geniş ve düz bir servis tabağına kalıplarla şekil vererek yerleştirin. Üzerine likör döküp veya tarçın serperek servis yapın.
COK GÜZEL VE BASİT...





Limonlu Kek

Limonlu Kek tarif tarifi Malzemeler
250 gr Margarin
1 Bardak Şeker
1 1/2 Bardak Un
1/2 Kahve Kaşığı Tuz
3 Adet Yumurta
3 Çay Kaşığı Kabartma Tozu
2 Kahve Kaşığı Vanilya
1 Adet Limon Kabuğu (Rende)


Yemeğin Tarifi
Margarin, şeker ve tuzu çırpma teli ile köpük olana kadar çırpın. Yumurtaları teker teker katarak yedirin. Un, kabartma tozu, vanilya ve limon kabuğunu harmanlayarak karışıma katın, karıştırın. Kek kalıbını yağlayın. Karışımı dökerek kızdırılmış fırında 45 dakika pişirin.
Not: Karışımı kalıba dökmeden önce 1 çay bardağı kuru üzüm, 1 çay bardağı çekilmiş fındık, 1 çay bardağı çekilmiş badem, 1 çay bardağı çekilmiş ceviz ilave edebilirsiniz.

YAZ YAKLAŞTI DONDURMALAR BAŞLADI

Çikolatalı Kup (1 Kişilik)

Çikolatalı Kup (1 Kişilik) tarif tarifi Malzemeler
1 Paket Krema (küçük)
3 Top Çikolatalı Dondurma
Bir Miktar Bitter Çikolata


Yemeğin Tarifi
Kup bardağınızın altına bolca krema koyun. Üzerine 3 top çikolatalı dondurma koyun.
Ağzı tırtıklı kesilmiş kağıt ile bir huni yapın. Kremayı huniye doldurun. Yanlardaki boşluklara sıkın. Üzerine eritilmiş çikolata döküp, servis yapın.

KOLAY PİZZA

Kolay Pizza (4 Kişilik)

Kolay Pizza (4 Kişilik) tarif tarifi Malzemeler
12 Dilim Kepek Ekmeği
200 gr Yağsız Dana Kıyma
200 gr Mantar
2 Sivribiber
1 Soğan
1 İri Domates
3-4 Diş Sarımsak
1 Çorba Kaşığı Tereyağı
12 Çorba Kaşığı Rendelenmiş Kaşarpeyniri
Tuz, Karabiber, Kekik


Yemeğin Tarifi
Soğanı ince ince doğrayın, sarımsakları ezin. Biberleri halka halka dilimleyin. Teflon tavada tereyağını eritip soğan, sarımsak ve biberleri kavurun.
Mantarları dilimleyip tavaya ekleyin. 1-2 dakika daha kavurduktan sonra kıymayı ilave edip karıştırarak kavrmaya devam edin.
Kıyma iyice kavrulunca rendelenmiş domates, karabiber, kekik, tuz serpin. Domates suyunu çekinceye kadar pişirin.
Kepek ekmeklerini fırın tepsisine dizin.Hazırladığınız kıymalı karışımı ekmeklerin üzerine paylaştırın. Herbir dilimin üzerine birer çorba kaşığı kaşarpeyniri rendesi serpip orta ısılı fırında peynir eriyinceye kadar pişirin. Sıcak olarak servis yapın.
HEM KOLAY HEM LEZZETLİ...

BİSKÜVİLİ PASTA

Bisküvili Pasta (4 kişilik)

Bisküvili Pasta (4 kişilik) tarif tarifi Malzemeler
2 paket kakaolu bisküvi
1 su bardağı çekilmiş ceviz
3 çorba kaşığı pudra şekeri
1/2 su bardağı kuru üzüm
1 çay bardağı süt
2 çorba kaşığı kakao
2 poşet krem şanti
2 su bardağı süt


Yemeğin Tarifi
Bisküvileri üzerine merdane ile bastırarak ufalayın. Krem şantiyi sütle birlikte katılaşana kadar çırpın.
Bisküvi, ceviz, pudra şekeri, kuru üzüm, 1 çay bardağı süt, krem şanti ve kakaoyu tahta kaşıkla karıştırın.
Karışımı folyo döşenn kaba boşaltıp, bastırın. 4 saat buzdolabında bekletin. Servis tabağına ters çevirerek çıkarın

14 Nisan 2008 Pazartesi

İşte OKS soru ve cevapları!

Haber3 - Fen , Sosyal Bilimler , Anadolu , Anadolu Teknik , Anadolu Meslek , Anadolu Öğretmen , Anadolu İmam -Hatip , Sağlık Meslek , İstanbul Validebağ Anadolu Sağlık Meslek Lisesi `ne ve diğer bakanlıklara bağlı meslek liselerine öğrenci seçme ve yerleştirme ile Polis Koleji `ne girebilmek için yapılan OKS soruları açıklandı.

İşte soru ve cevap klavuzları:

- 2007 OKS A Soru Kitapçığı

A Cevap Anahtarı

- 2007 OKS B Soru Kitapçığı

B Cevap Anahtarı

if (!document.phpAds_used) document.phpAds_used = `,`; phpAds_random = new String (Math .random ()); phpAds_random = phpAds_random .substring(2,11); document.write (``);

9 Nisan 2008 Çarşamba

OKS DE ÇIKACAK KONU

Paragraf

Paragraf, bir düşünceyi tam olarak anlatabilmek için bir araya getirilen cümleler topluluğudur. Yani paragrafın bütün cümleleri aynı konuyu işler ve aynı düşünceyi açıklar ya da destekler. Tek bir düşünce etrafında oluştuğundan kendi içinde bir bütünlük gösterir; kendinden önceki ya da sonraki paragraflara bir bağlılık göstermez.

Bu konudaki sorular paragrafın değişik özellikleriyle ilgilidir. Genellikle paragrafın ana düşüncesi, yardımcı düşünceleri, konusu, başlığı sorulur ya da paragrafın oluşturulmasıyla ilgili özellikler üzerinde durulur. Bir veya iki tane soruda da paragrafın anlatımıyla ilgili bilgiler sorulabilir.

Paragraf sorularının çözümünde bazı noktalara dikkat etmeliyiz. Bunlardan en önemlisi paragrafa yorum karıştırmamaktır. Paragrafı okurken önyargılarımızı, kabullerimizi bir kenara bırakıp paragrafta sözü edilenler üzerinde durmalıyız. Bazen bize göre çok yanlış bir düşüncenin doğruluğu savunulabilir. Paragrafta ne savunulursa onun doğru olduğu kabullenilerek soruya yaklaşmak gerekir.

PARAGRAFIN KONUSU

Paragrafta hakkında söz söylenen düşünce, olay ya da durumlar konuyu verir. Konuyu bulmak için “Parçada neden söz ediliyor?” diye sorabiliriz. Yani üzerinde durulan neyse konu da odur. Bununla ilgili sorular değişik soru kökleriyle karşımıza çıkar.

“Bu parçada aşağıdakilerden hangisinden söz edilmektedir?”

“Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir?”

“Bu parçada aşağıdakilerden hangisinden yakınılmaktadır?”

gibi sorular konuyu sorar.

Parçada konuyu soran bir diğer soru şekli de paragrafın bir soruya cevap olarak verilmesidir. Elbette bunlarda yazara sorulan sorunun konusu neyse cevap da o konuda olacaktır.

Konumuzun paragraf olması, konu, başlık, anadüşünce vs. gibi soruların sadece paragraftan olacağı anlamına gelmez. Bazen bir şiir parçası verilerek de bu tür özellikler sorulabilir.

PARAGRAFIN BAŞLIĞI

Paragrafın bir düşünce etrafında döndüğünü ve daima bir konudan söz ettiğini söylemiştik. Bir bakıma paragraf, bir makalenin, bir denemenin, bir fıkranın küçültülmüş şekli gibidir. Öyleyse nasıl bu tür yazıların bir başlığı varsa, paragrafın da bir başlığı olur. Ancak yazı başlıklarının dikkati çekme, ilgi uyandırma ya da şaşırtma gibi özellikleri vardır. Oysa paragrafın başlığı bu amaçla seçilmez. Konuyu en iyi şekilde yansıtan bir veya birkaç söz başlık olarak belirlenir.

PARAGRAFIN ANADÜŞÜNCESİ

Anadüşünce, parçada yazarın okuyucuya vermek istediği mesajdır. Buna yazarın paragrafı yazma amacı da diyebiliriz. Her paragrafın belli bir anadüşüncesi vardır. Bu düşünce bazen paragrafın herhangi bir yerinde bir cümle halinde verilir. Diğer cümleler bu düşünceyi açıklar ya da destekler. Bazen ise belli bir cümleyle verilmez, paragrafın bütününe sindirilir.

Paragrafın anadüşüncesini bulabilmek için kendimize “Yazar bu parçayı hangi amaçla yazdı?”, “Bize ne demek istedi?” gibi soruları sorabiliriz.

Anadüşünce, değişik soru biçimleriyle karşımıza çıkar.

“Bu paragrafın anadüşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?”

“Bu paragrafta anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?”

“Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmıştır?”

gibi sorular anadüşüncenin sorulduğu soru tiplerinden bazılarıdır.

Anadüşünceyi veren cümleler kesin bir yargı bildirir, açık ve anlaşılır bir anlam taşır.

Anadüşünce, parçada sözü edilenleri en kapsamlı bir biçimde bildirir. Parçada olmayan konular anadüşünce içinde yer almayacağı gibi, parçanın bir kısmını bildiren cümleler de anadüşünceyi vermez. Parçanın tümünü kapsayacak biçimde olması gerekir onun.

“Bir dilin söz dağarcığıyla o dili konuşan toplumun yaşama biçimi arasında çok sıkı bir ilişki vardır. Sözgelimi sözcük sayısı Türkçeye oranla çok fazla olan İngilizcede yeşil için birkaç sözcük bulunurken, Türkçede, doğayla içli dışlı olmanın bir sonucu olarak yosun yeşili, çağla yeşili, tirşe, ördekbaşı gibi birçok sözcük vardır. Bunun gibi, söz dağarcığını oluşturan öğelerin somutluğu, soyutluğu da yine toplumun yaşama biçimine bağlıdır.”

Yukarıdaki parçaya baktığımızda toplumun yaşayış biçimiyle söz dağarcığı arasında ilgi kurulduğunu görürüz. Yazar bize vermek istediği mesajı ilk cümlede vermiş. Daha sonra “sözgelimi” diyerek ileri sürdüğü bu düşünceyi örneklendirmiş. İlk cümlenin genel ve kesin bir yargı bildirmesi de anadüşünceyi vermesinin diğer bu yanıdır. Bu parçadan “Türkler doğayla iç içe yaşadığı için doğayla ilgili birçok sözcüğe sahiptir.” yargısını çıkarabiliriz. Ancak bu yargı anadüşünce olmaz; çünkü parçanın sadece bir kısmını karşılar. “Söz dağarcığının genişliği toplulukların gelişmişlik düzeyini gösterir.” gibi bir yargı ise gerçekte doğru olsa bile parçada sözü edilmediğinden parçanın anadüşüncesi olamaz.

PARAGRAFIN YARDIMCI DÜŞÜNCELERİ

Her paragrafın tek bir konu üzerinde durduğunu ve bir anadüşünce etrafında döndüğünü söylemiştik. Paragrafta bunun dışında, anadüşüncenin daha iyi açıklanmasını sağlayan, onu daha belirgin hale getiren, işlediği konunun sınırlarını çizen düşünceler de vardır. Bu düşüncelere de paragrafın yardımcı düşünceleri denir. Bir paragrafta anadüşünce bir tane iken yardımcı düşünce sayısı birden fazla olabilir.

Yardımcı düşünceyle ilgili sorular çoğu zaman olumsuz biçimdedir.

“Bu paragraftan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?”

“Bu paragrafta aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?”

“Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?”

gibi sorular hep yardımcı düşünceleri sormaktadır. Bir parça üzerinde yardımcı düşünceleri inceleyelim.

Gündelik dil bilincimiz ile algımız, ister istemez birtakım toplumsal kalıplarla koşullanmıştır. Oysa şiirin, öykünün, romanın sunduğu kurmaca dünya, bizim yeni bir algı durumuna girmemizi gerektirir. Gerçekte, okuma sırasında bir beklentiden ötekine, bir varsayımdan ötekine geçerek sürdürdüğümüz bilinç etkinliği, bu yeni algı konumunun aranışından başka bir şey değildir. Haşim’in şiirindeki karanfil, bizim gündelik deneylerimizden tanıdığımız karanfil olmaktan çok uzaktır.”

Şimdi bu parçadan hangi düşüncelerin çıkabileceğine bakalım.

1. Toplumsal kalıplar algımızı ve bilincimizi koşullandırır.

2. Şiir, öykü, roman gibi türler bize kurmaca bir dünyanın kapılarını açar.

3. Şiirin kurduğu dünya ile romanınki birbirinden oldukça farklıdır.

4. Okuma sırasında bilinç etkinliğimiz sürekli değişir.

5. Şiirin etkileme gücü, düzyazıdan daha çoktur.

6. Gündelik hayatta karşılaştığımız nesneler, şiirde karşımıza farklı nesneler olarak çıkabilir.

7. Haşim şiirinde karanfili en güzel biçimde betimlemiştir.

Parçayı incelediğimizde, şiirle romanın karşılaştırmasının yapılmadığını görürüz. Öyleyse c’deki cümle parçadan çıkmaz. Eserlerin etkileme gücünden söz edilmediğinden e, Haşim’in karanfili nasıl betimlediğinden söz edilmediğinden g parçadan çıkarılamaz. Diğerlerine ise parçada yer verilmiştir.

PARAGRAFIN YAPISI

Paragrafın; bir makalenin, denemenin ya da başka bir yazının küçültülmüş biçimi olduğunu önceki sayımızda söylemiştik. Nasıl bu tür yazıların giriş, gelişme ve sonuç bölümleri varsa, bir paragrafın da bu tür bölümleri vardır. İşte paragrafın yapısıyla ilgili sorular böyle bir bölümlemeyi ortaya çıkarmak için sorulur.

Paragrafın yapısı değişik soru biçimleriyle karşımıza çıkar.

* Bazı sorular paragraf oluşturmayla ilgilidir. Yani bir paragraf oluşturabilecek cümleler dağınık olarak verilir ve öğrencinin bunlardan bir paragraf oluşturması istenebilir. Bu tip sorularda cümlelerin anlamca ve yapıca birbirine bağlanabilmesi aranmalıdır.

* Bir paragraf kendi içinde bir bütünlük oluşturur. Bu yüzden kendinden önceki veya sonraki paragraflara yapıca bir bağlılık göstermez. Öyleyse paragrafın ilk cümlesi onu kendinden önceki cümlelere bağlayan herhangi bir anlam veya bağlayıcı öğe taşımamalıdır. Bir başlangıç ifade etmelidir. Aynı zamanda kendinden sonraki cümlelere de anlamca bağlılık göstermelidir.

* Paragraf tamamlamanın sorulduğu bir diğer soru tipinde de son cümle sorulur. Parçanın son cümlesi bir bitiş bildirir. Ya anlatılanlardan bir sonuç çıkarılır ya da bir olayın bitişini gösterir. Bu soruların çözümünde cümlelerin anlamca bağlılığı yanında yapısal olarak bağlanmalarına da dikkat edilmelidir.

* Son yıllarda sorulan paragraf oluşturmayla ilgili diğer bir soru tipi, paragrafın içine cümle yerleştirme şeklindedir. Bu tip sorularda cümlelerin hem anlam hem yapı bakımından uygun olduğu yer aranmalıdır.

* Gittikçe soru sayısı artan diğer bir paragraf tipi, düşüncenin akışının bozulmasıyla ilgili olanlardır. Bir paragrafın tek bir düşünceyi aktardığını, cümlelerin hep bu düşünce etrafında döndüğünü önceki bölümlerde anlatmıştık. İşte bir paragraf içinde, paragrafın düşünce bütünlüğüne uymayan cümle varsa, bu cümle anlatımın akışını bozmaktadır.

* Düşüncenin akışıyla ilgili bir diğer soru tipi de, parçanın iki paragrafa bölünebilmesiyle ilgilidir. Bu tip parçalarda, parçanın bir bölümünde bir düşünce, ikinci bölümünde başka bir düşünce işlenir.

* Bazı tip sorularda ise düşüncenin akışı cümlelerin yanlış yerde bulunmasından dolayı bozulmuştur. Bu tür sorularda numaralanmış cümlelerin uygun bir biçimde düzenlenmesi istenir.

PARAGRAFLARDA SORULAN KAVRAMLAR VE DUYGULAR

Bazı paragraf sorularında kişilerin nitelikleri üzerinde ya da yazının özellikleri üzerinde durulur. Bu tip sorularda seçeneklerde geçen kavramların duyu ve duyguların bilinmesi gerekir. Bunlardan bazıları şunlardır:

Özgünlük: Başkasına benzememe, kendine has olma demektir. Parçalarda genelde taklitçilikten kaçınma ve yenilikçi olmayla açıklanır.

Doğallık: Yapmacıksız, süs ve özentiden uzak, günlük hayatta olduğu gibi olma demektir.

Duruluk: Açık ve anlaşılır olma, kapalı ifadelerden kaçınma, söylenmek isteneni imgeler arkasına gizlemeden anlatma demektir.

Akıcılık: Okuyucuyu sıkmayan, sürükleyici bir anlatıma sahip olma demektir.

Özlülük: Az sözle çok şey ifade edebilme, sözü uzatmaktan kaçınma demektir.

Yoğunluk: Birçok anlamı bir arada verme, anlam içinde anlam bulunması demektir.

Kimi zaman da parçada ağır basan duyu ve duygular sorulabilir. Duyu ve duyguyu birbirine karıştırmamak gerekir. Duyu dışarıdaki nesneleri algılama yolumuzdur. Nesneler beş duyu organıyla algılanır. Duygu ise içimizden geçen hislerdir. Sevinç, keder, hoşgörülü olma, alçak gönüllülük...

ANLATIM BİÇİMLERİ

Paragrafta yazarın herhangi bir düşünceyi ya da durumu ortaya koyma biçimine anlatım denir. Yazar aktaracağı duruma uygun bir anlatım biçimi seçemezse, yazısının etki gücü azalır. Bir bilgiyi aktarmakla bir olayı hikaye etmek ya da bir manzarayı betimlemek farklı bir anlatım gerektirecektir.

Bu biçimleri şu şekilde açıklayabiliriz:

1. Açıklama

Öğretici özellik gösteren bir anlatım biçimidir. Yazarın amacı bilgiyi en kısa yoldan okuyucuya anlatmak olduğundan, yazar sanatlı söyleyişlere, imalı sözlere pek yer vermez. Açık, anlaşılır bir dil kullanır. Soyutluktan, kişisellikten kaçınır. Tanımlarla, örneklerle konunun en iyi biçimde anlaşılmasını sağlar. Ansiklopedilerde daha çok bu tür bir anlatım görülür.

2. Tartışma

Yazarın, bir düşüncenin, bir önerinin doğru olmadığını ortaya koymak amacıyla hazırladığı yazılarda başvurduğu bir yöntemdir. Yazar okuyucuyla sohbet ediyormuş gibi bir üslupla yazısını oluşturur. Devrik cümlelerle, soru ve cevaplarla yazısına akıcılık kazandırır. Sonuçta burada da bilgi ortaya konmuş olabilir; ancak bir görüşün başka bir görüşe karşı savunuculuğunun yapılması onu açıklamadan ayırır. Yazar, görüşlerini inandırıcı kılmak için kanıtlama yoluna başvurur. Kanı niteliği taşıyan yargılardan kaçınır, nesnel olmaya çalışır.

3. Betimleme

Yazarın, gördüklerini okuyucunun gözünde canlanacak biçimde anlatmasıyla oluşan bir anlatım biçimidir. Betimlemede asıl olan görselliktir. Bu nedenle gözle algılanan renk ve biçim ayrıntılarına büyük yer verilir.

Betimlemeler iki grupta incelenir.

a. Ruhsal betimleme : İnsanların iç dünyasıyla tanıtıldığı, tavır ve davranışlarının ele alındığı betimleme türüdür. Görsellikten çok, izlenim ve sezginin ağır bastığı bu betimlemeler sadece insanlara özgüdür.

“İçli, çok duygulu bir adamdı; konuşurken hem ağlar hem ağlatırdı...” sözleri bu tür betimlemedir.

b. Fiziksel betimleme : Gözle görülenin anlatıldığı betimlemelerdir. Kişinin dış görünüşüyle betimlenmesi ya da dış dünyanın anlatılması bu türdendir.

Betimlemelerde yazar nesnel olabileceği gibi gözlemlerine duygularını da katabilir.

4. Öyküleme

Belli bir zaman diliminde gelişen olayların anlatıldığı durumlarda başvurulan anlatım biçimidir. Olayın olmadığı yerde öyküleme olmaz. Anlatım yönüyle betimlemeye benzer; ancak betimlemelerde yazarın izlenimleri söz konusu olduğu halde, öykülemede olayın aktarımı, durumların değişmesi, zaman süreci söz konusudur.

DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI

Her paragrafın belli bir düşünceyi aktarmak için yazıldığını söylemiştik. Yazar bu düşünceyi okuyucuya değişik şekillerde ortaya koyarak anlatır. Burada anlatım biçimiyle düşünceyi geliştirme yollarının farklı şeyler olduğunu da söylemeliyiz. Ancak anlatım biçimi dört tane olduğundan bir soru haline getirilemez. Bu nedenle geliştirme yollarıyla birlikte sorulur.

Şimdi sorularda karşımıza çıkan “düşünceyi geliştirme yolları”nı açıklayalım.

1. Tanımlama

Kavramların tanımlar halinde verilmesi şeklinde ortaya çıkar. Tanımın ne olduğunu cümle anlamında görmüştük. Parça içinde bir tanım cümlesi varsa, tanımlama var sayılır; bütün paragrafın tanım olması gerekmez.

2. Karşılaştırma

İki farklı düşünce, kavram ya da durumun mukayese edilmesiyle ortaya çıkan bir yöntemdir. Karşılaştırmada, karşılaştırılan olgular arasında bir derecelendirme söz konusudur. Bir kavram diğerinden üstün, aşağı ya da diğeriyle aynı seviyede olması yönünden başka bir kavramla karşılaştırılır. Üslup olarak “Bu böyledir; şu ise şöyledir. “ ifadesi hakimdir.

3. Örneklendirme

Anlatılan konuyla ilgili örneklerin verilmesiyle ortaya çıkar. Konuyu daha anlaşılır ve zihinde daha iyi kalıcı bir niteliğe kavuşturur. Verilen örneğin okur tarafından bilinen, çağrışım yaptırıcı bir nitelik taşıması gerekir.

Bazen bir fıkra, bir öykücük bile örnek olarak verilebilir.

4. Tanık Gösterme

Yazarın, düşüncesini inandırıcı kılmak için, o konuda sözüne güvenilir birinin sözünü parçasına alıntı yaparak almasıyla oluşur. Genellikle bu söz tırnak içinde verilir. Sözün olmadığı yerde tanık gösterme de olmaz.

5. Benzetme

Bir olguyu anlatırken başka olgularla benzerlik kurma şeklinde oluşur. İki olgu arasında sağlam bir benzerlik olmalıdır.

6. İlişki Kurma

İki kavram arasındaki ilgiden üçüncü bir hüküm çıkarma durumudur. Genellikle kavramlar arasında ilişki kurulduğu için bu adla verili

23 NİSAN

23 Nisan *23 Nisan 1920 günü. Büyük Millet Meclisi Ankara'da toplanarak ulusun egemenliğini ilan etmişti. O heyecanlı günü yaşamış olan bir büyüğümüz şunları anlatıyor :

O gün, şimdiki Ulus Meydanında bir tabur piyade sıralanmıştı. Askerlerin arkasında da Ankaralılar toplanmıştı.
Saat on dörtte, birkaç yüz kişilik bir kafile, başlarında Mustafa Kemal olduğu halde Taşhan'a iniyordu. Bu bir avuç insan, yok edilmek istenen bir ulusu kurtarmak için birleşmişlerdi. Hepsinin ümidi de Mustafa Kemal'de idi.
Büyük Millet Meclisi olarak kullanılacak taş binanın pencerelerine ufak bayraklar asılmıştı. Binada başka bir olağanüstü durum göze çarpmıyordu. Sağdaki küçük kapıdan, önce Mustafa Kemal, mebuslar içeriye girdiler. Bir koridoru geçtikten sonra sağdaki salona girdiler. Salonda tahta bir kürsü tam kapının karşısına konmuştu. Oturmak için de okul sıraları dizilmişti. Salonu ısıtmak için bir soba kurulmuştu. Sobada eğri büğrü bir kaç boru yükseliyordu. Tavanda da bir gaz lambası sallanıyordu.
Herkes yerine oturunca, Sinop mebusu olan yaşlı bir zat başkanlık kürsüsüne geldi. Meclisi açtı. Onun bu sırada yaptığı konuşma heyecanla dinlendi.
Meclisin ertesi günkü toplantısında, Mustafa Kemal, Mondros Mütarekesinden beri geçen olayları açıkladı. Bundan sonra Büyük Millet Meclisi'nin hak ve yetkilerini belirten bir teklifi Meclise sundu. Bunun kabul edilmesiyle Büyük Millet Meclisi yasama ve yürütme yetkilerini kazandı. O günkü toplantıda Mustafa Kemal Birinci Başkan seçildi. Böylece Büyük Millet Meclisi Başkanı oldu.

ÖSS KONUSU

ÖSS'de bu yıl uygulanacak değişiklikler ÖSS'ye bu yıl başvuracak adaylar, sınav sırasında rahat etmek için boy ve kilolarını da başvuru formunda belirtecekler. Bu yeni uygulamayla adayların boy ve kilolarına uygun sıralarda oturtulması amaçlanıyor

2008-Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) Kılavuzu'nda da yer alan yeni kurallardan biri ''boy ve kilo'' ile ilgili. Adayları boy ve kilolarına uygun sıralarda oturtarak sınav sırasında rahat etmelerini amaçlayan Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), adayların bu bilgilerini başvuru formunda belirtmelerini istiyor.

Bu yıldan itibaren uygulamaya konulan bir diğer yenilik ise randevu sisteminde. Adaylar önceki yıllardaki gibi bankaya sınav ücretini yatırdıktan ancak 2 gün sonra başvuru randevusu almak yerine artık başvuru randevusundan hemen önce sınav ücretini yatırabilecekler. Böylece ÖSS'ye başvurmak için 2 gün beklemeye gerek kalmayacak.

-CEP TELEFONUYLA SINAVA GELMEK İPTAL NEDENİ-

Cep telefonlarıyla ilgili sıkıntı yaşayan ÖSYM, bu yıldan itibaren ''kesin çözüm getiren'' bir uygulama yapacak. ÖSYM, kılavuza ''Cep telefonu yanında olan adaylar 2008-ÖSS'de kesinlikle sınav binalarına alınmayacaklardır'' uyarısı koydu. Bundan önce adaylar cep telefonlarını yanlarında getirip sınav binasının kapısında görevlilere teslim ediyorlardı. Ancak, telefonlar sınav sonrasında adaylara teslim edilirken karışıklığa yol açtığı ve cep telefonlarını teslim etmeyenler ile kopya amacıyla kullanmaya çalışanlar olduğu için adayların cep telefonlarını yanlarında getirmeleri yasaklandı. 2008-ÖSS kılavuzunda bu yasağa uymadığı saptanan adayların sınavlarının iptal edileceği bildirildi.

2007-ÖSS kılavuzundaki, ''Sınav görevlilerince tutanak veya raporla ÖSYM'ye kopya çektikleri bildirilen veya cevap dağılımlarında istatistiksel yöntemler kullanılarak yapılan taramalarda her ne şekilde olursa olsun ikili veya toplu olarak birbirlerinden yararlandıkları saptanan adayların sınav sonuçları ÖSYM Yürütme Kurulunca kısmen veya tümüyle iptal edilir'' uyarısı, 2008-ÖSS kılavuzunda, ''Sınav görevlilerince salon sınav tutanağı veya raporla ÖSYM'ye sınav kurallarına uymadığı bildirilen veya yapılan taramalarda ikili veya toplu olarak birbirlerinden yararlandıkları saptanan adayların sınav sonuçları ÖSYM Yürütme Kurulunca kısmen veya tümüyle iptal edilir'' şeklinde değiştirildi.

Başvuru sırasında adayların fotoğraflarının eskiden olduğu gibi web kamera ile elektronik ortama aktarılacağı belirtilen kılavuzda, şöyle denildi:

''Bu fotoğrafın, cepheden, başı açık, adayın kolaylıkla tanınmasını sağlayacak şekilde çekilmiş olması gerektiğinden başvuru merkezine giderken adayların bu hususa dikkat etmeleri gerekmektedir. Sınav günü, bu fotoğraftaki saç, bıyık, makyaj gibi tanınmada önemli rol oynayacak görünüm özelliklerinde bir değişiklik bulunmamalıdır. Sınav günü fotoğrafınızdan kimliğinizi belirlemede güçlük çektiği takdirde salon başkanının sizi sınava almaya bileceğini göz önünde bulundurunuz.''

-PUAN TÜRÜ DEĞİŞİKLİĞİ-

2008-ÖSS'de bazı yükseköğretim programlarının puan türleri de değiştirildi. İşletme Bilgi Yönetimi'nin EA-2 olan puan türü EA-1, Reklamcılık programının EA-2 olan puan türü SÖZ-2, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi programının EA-1 olan puan türü EA-2, Arkeoloji programının SÖZ-2 olan puan türü EA-2 olarak değiştirildi.

Bu arada, Dünya Dinleri (SÖZ-2), Gastronomi (SÖZ-1), İnsan Kaynakları Yönetimi (SAY-1, SAY-2), Yaygın Din Öğretimi ve Uygulamaları (SÖZ-1), Sanat Tarihi ve Müzecilik (SÖZ-2), İnsan Kaynakları Yönetimi (EA-1, EA-2) yeni programlar olarak kılavuzda yer aldı.

BAŞARININ SIRRI

Okulda başarının sırrı Araştırmalar sağlıklı ve dengeli beslenen çocukların okulda daha başarılı olduğunu ortaya çıkardı.
Journal of School Health’de yayımlanan bir çalışmada, sağlıklı beslenen çocukların okulda daha başarılı olduğu ortaya konuldu. Alberta Üniversitesi’nden Paul J. Veugelers başkanlığında yürütülen çalışmada, 5 bin beşinci sınıf öğrencisinin ve ailelerinin beslenme alışkanlıkları, boyları ve kiloları ile ilgili veriler incelendi.

Değerlendirmelerin diyet kalite indeksiyle yapıldığı çalışmada 0 ile 100 arasındaki değerlerin sağlıklı beslenmenin göstergesi olduğu açıklandı. Uzmanlar, doymuş yağ ve tuz içeren diyetlerin sağlıksız, ancak meyve, sebze, hububat, lifli gıdalar, protein, ve kalsiyum ağırlıklı diyetlerin sağlıklı olduğunu belirtiyorlar.

YANLIŞ BESLENENLER YÜZDE 41 ORANINDA DAHA BAŞARISIZ

Yapılan araştırmada, meyve ve sebze tüketiminde artış olan öğrencilerin, derslerindeki başarı düzeyinin de arttığı gözlemlendi. Diyet kalite indeksinde yüksek puan alan öğrencilerin ise yüzde 41 oranında daha başarısız oldukları belirlendi. Araştırmacılar, bu çalışmayla, akademik performansta sağlıklı beslenmenin sosyoekonomik faktörlerden daha önemli olduğunun ortaya konduğunu ifade ediyorlar.

İşte OKS’deki son değişiklikler Pilot okullarda uygulanan farklı müfredat nedeniyle bu yıl soruların değişmesi, bazı öğrencilerde strese bazılarında da rahatlamaya neden olurken, uzmanlar, öğrencilere sakin olmalarını telkin ederek "değişikliğin onların lehine" olduğunu ifade ediyor. Uğur Dershaneleri Rehberlik Koordinatörü Turgay Polat, geçmiş yıllarla kıyaslandığında bu yıl OKS'nin çok daha kolay olacağını vurgulayarak şöyle konuşuyor: "Öğrenciler rahat olsun. Çünkü hem konu açısından azalma var hem de soru tipi daha kolay olacak. Yeni soru tipleri öğrencileri zorlamayacak, rahatlatacak. Panik yapmasınlar. Sadece deney soruları, Türkçe'de okuma ve yorumlama, matematikte ise modelleme, yani bir durumu modelle anlatmaya daha fazla ilgi göstersinler. Bu değişim öğrencilerin lehine bir durum."

TÜRKÇE:
Sınavda çıkacak olan Türkçe sorularının yüzde 80'i anlam bilgisi, yüzde 20'si ise dil bilgisi ve kullanımı ile ilgilidir. Bunlar arasında, öğrencilerin ağırlıklı olarak üzerinde durmaları gereken konular, sözcük, cümle, paragraf bilgisi, sözcük türleri, cümlenin öğeleri, anlatım bozukluğu, eylemde çatı, eylemsi cümle türleri.

BUNLARA DİKKAT EDİN
Turgay Polat, öğrencileri, kalan süreyi verimli biçimde kullanmaları konusunda uyarıyor. Türkçe, Matematik, Sosyal Bilgiler, Fen ve Teknoloji olmak üzere 4 testen soruların çıkacağına dikkat çeken Polat, öğrencilere, üzerinde durmaları gereken konuları şöyle sıralıyor:

MATEMATİK:
Kümeler, kareköklü sayılar, harfli ifadeler, problemler ve tipleri, istatistik ve grafikler, olasılık, üçgende benzerlik, dörtgenler, çember ve daire konularını ağırlıklı olarak gözden geçirin ve bunları bir kez daha çalışın.

FEN VE TEKNOLOJİ:
Öncelikli dikkat edilmesi gereken konular elektrik, basınç, kaldırma kuvveti, hareket, iş enerji ve basit makineler, maddenin tanecikli yapısı, periyodik tablo, kimyasal bağlar, kimyasal tepkimeler, asit ve bazlar, hücre, fotosentez, solunum, canlıların doğa ile iletişimi, üreme, gelişme ve kalıtım

SOSYAL BİLGİLER:
Öncelikli konular, İslamiyet öncesi Türk tarihi, İslam tarihi, Türk İslam tarihi, Osmanlı kuruluş ve yükselme, Avrupa tarihi, inkılap tarihi, coğrafi konum, ölçek bilgisi, Türkiye'nin iklimi, coğrafi konumu, komşuları ve Türk dünyası, vatandaşlık bilgisi. Tarih konularında inkilap tarihi yüzde 70 ağırlıkta.

RASGELE SEÇİLEN 100 SORU BASKIYA

900 Bini aşkın öğrencinin kaderini belirleyecek Ortaöğretim Kurumları Seçme ve Yerleştirme Sınavı'nda (OKS) öğrencilerin karşısına çıkacak sorular rasgele seçilecek. Soruları ilk hazırlayan ekip Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü'nün, her zümreden öğretmenlerden oluşan yaklaşık 60 kişilik kadrosu. Türkçe, Matematik, Fen ve Teknoloji ile Sosyal Bilgiler öğretmenleri, önce kendi bölümleri ile ilgili soruları hazırladı. Ardından tüm öğretmenler bir araya gelerek, hep birlikte bu soruları teker teker gözden geçirdi ve düzenledi. Bunun ardından çeşitli üniversitelerde görevli öğretim üyeleri, hazırlanan sorular üzerinde çalışmaya başladı.

TİTİZ ÇALIŞMA

Şu anda da bu yılki OKS sınavı için hazırlanan soruları yaklaşık 20 üniversiteden konusunun uzmanı yaklaşık 80 öğretim üyesi gözden geçiriyor. Son düzenlemeleri öğretim üyeleri tarafından yapılan sorular, oluşturulan soru bankasına atılacak. Sınavda 100 soru yer almasına rağmen, diğer yıllarda olduğu gibi binlerce soru hazırlanıyor. Soru kitapçığı hazırlanacağı zaman, bu sorular arasından otomatik olarak ve rasgele 100 soru seçiliyor ve bunlar baskıya giriyor.

ÖĞRENCİLER DEĞİŞİKLİĞİ YORUMLUYOR

Daha az konu avantajımız
Daha az konudan soru çıkacak olması avantajımıza. Soruların daha kolay olması da avantaj ama, herkes bizim kadar çalışıyorsa o zaman bu kolaylık bir avantaj sağlamaz.

Kolay sorular bekliyoruz
Daha az konudan soru çıkacak ama senenin başından beri biz bütün konuları gördük. Soruların kapsamının daraltılması avantajımıza olacak. Ancak fazla bir şey değişeceğini de düşünmüyorum. Son OKS olduğu için soruların daha kolay olmasını bekliyoruz. OKS benim hayatımın ilk ciddi sınavı ama korkmuyorum.

Beni kötü etkileyecek
Biz zaten çok iyi hazırlandık, o yüzden daha az konudan soru çıkmasının etkileyeceğini zannetmiyorum. Ama sınavın herkese kolay olması beni kötü etkileyecek. OKS'nin benim için anlamı, iyi bir lise ve iyi bir üniversite demek. Bu sınavdan korkmuyorum.

Herkes avantajlı olacak
Daha az konuda soru çıkması bana olduğu gibi herkese bir avantaj sağlayacak. O yüzden işime yarayacağını sanmıyorum. Soruların daha kolay olması bir şey değiştirmez. Kolay olsa herkese kolay, zor olsa herkese zor. Bu bir şey değiştirmeyecek. OKS deyince aklıma ilk olarak geleceğim geliyor. Korkmuyorum.

OKS AYARLAMASI

OKS sorularına SBS ayarlaması

Orta dereceli okullarda eğitim süresinin dört yıla çıkmasının ardından ilköğretim okullarında değiştirilecek müfredat, pilot olarak 120 okulda bu yıl denendi. Ancak bu durum, 8 Haziran�da son kez yapılacak OKS�de dengesizlik doğurdu. Bir bölümü eski ve bir bölümü yeni müfredata göre öğrenim gören öğrencilerin aynı anda sınava girmesini gözönünde bulunduran MEB harekete geçti.

MEB Eğitim Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Orhan Ekinci, müfredat farklılığından doğabilecek sorunları önlemek için sınavda yapılacak değişiklikleri şöyle anlattı:

�OKS�de hem eski hem yeni müfredatta kesişen alanlardan soru sorulmasına karar verildi. Böylelikle soru sorma alanımız daraltıldı. Eski müfredatta var olan yeni müfredatta olmayan konular ile yeni müfredatta var olan eski müfredatta olmayan konular dışarıda bırakıldı.��

SORULAR DAHA KOLAY

OKS�de yöneltilecek soruların ��günlük hayata daha yakın olacağını�� vurgulayan Ekinci, �Sorular doğrudan bilgi yoklama şeklinde değil de bilginin öğrenilip öğrenilmediğini, davranışa dönüşüp dönüşmediğini değerlendiren bir yapıda olacak. Örneğin, �Newton Kanunu nedir?� şeklinde soru olmayacak�� diye konuştu.

Ekinci, sınavda soru yöneltilmeyecek konular bulunduğunu kaydetti.Ekinci, öğrenciler arasında sıralama yapılması nedeniyle OKS�de güçlük derecesi yüksek sorular yöneltildiğini, SBS�de ise öğrencilerin seviyesinin ölçülmesi amaçlandığı için güçlük derecesi daha az sorular sorulduğunu anlattı.